Facebook'ta bizi bulun

25 Aralık 2010 Cumartesi

İç Modifiye “Modifiye Nedir ? Nasıl Yapılır ?”

İç Modifiye

Araca güç artışı sağlamak ve kısmende olsa estetik bir görünüm yakalamak için yapılan değişikliklerdir. Bunlar
1) Chip Tuning :

Chip tuning uygulaması motor modifikasyonunun temel aşamalarından biridir. Enjeksiyon sistemli benzinli araçlar ile elektronik turbo dizel motora sahip tüm araçlara uygulanabilen chip tuning yakıt tüketiminden bir miktar taviz vererek % 10-15 dolayında tork ve beygir gücü artışı sağlamayı amaçlar. Yapılan bu işlem ile benzinli araçlarda yakıt az miktarda artırılırken turbo dizel motorlar da ise yakıt miktarı artırıldığı gibi gerekirse turbo basıncıda % 30-35 oranında artırılabilir. Bu nedenle turbo araca sahipseniz daha avantajlısınız. Peki bunu neden otomobil üreticileri fabrikada yapmıyorda biz sonradan yapıyoruz ? diyebilirsiniz. Bildiğiniz gibi araç ne kadar çok yakarsa o kadar güç üretir. Ancak otomobil üreticilerinin en az yakıtla maximum güç elde etmeyi hedefledikleri için yakıt tüketimini minimum seviyeye indirerek ya aracın tork miktarından ya da beygir gücünden kaybederler. Eğer aracını seven biriyseniz ve güç artışı sağlamak istiyorsanız Chip Tuning uygulaması başlangıç olabilir. Chip Tuning uygulamasının en büyük dezavantajı 2-3 saat gibi bir sürede tamamlanırken geri dönüşün bazı araçlarda imkansız bazılarında ise çok zor olmasıdır. Bu nedenle bu modifikasyonu yapmadan önce ne istediğinize kesin olarak karar vermelisiniz.

Chip olarak bahsettiğimiz şey aracın beynidir ve bu beyine harcanacak yakıt miktarıda dahil olmak üzere herşey kodlanmıştır. Chip tuning uygulaması yapılırken iki şey göz önünde bulundurulur. Birincisi eğer aracın beyni yeniden programlanabilir nitelikte ise istenilen performansa göre yeniden kodlanır. İkincisi bu beyin yeniden programlanma niteliğine sahip değilse farklı bir beyin takılır. Tabiki bunların maliyeti de farklılık göstermektedir. Chip tuning uygulaması sonucunda her araçta farklı performans artışları gözlenebilir. Bu artış ortalama 8-20 HP arasındadır.

2) Nitro Oxide System (Nos) :

Eminim yarış filmlerinde görmüşsünüzdür bu Nos denilen aleti. Adam direksiyon üzerinden bir düğmeye basar ve koltuğa yapışır. Aslında filmlerde izlediğimiz Nos sahneleri abartı değildir. Çünkü motorda en fazla güç artışı sağlayan yegane parça Nos yani nitrodur. İçten yanmalı bir motora genel olarak baktığımızda oksijen ile yakıt karışımının piston yatağına püskürtüldüğünü ve yanmanın gerçekleştiğini görürüz. Ne kadar oksijen o kadar ateş eşittir güç… İşte nitronun çalışma prensibi de bu sistem üzerine kurulmuştur. Yakıt, hava ve nitro karışımı piston yatağına püskürtülür ve kuvvetli bir yanma gerçekleşir. Buradaki püf nokta nitronun soğuk bir yapıda olmasıdır. Nitronun soğuk yapısı sayesinde piston yatağındaki havanın genleşme katsayısı düşer ve bunun sonucunda piston yatağına yoğunluğu artırılmış havanın dolması sağlanır. Daha yoğun hava daha kuvvetli bir yanma daha kuvvetli bir yanma da daha fazla gücü doğrurur.

Araçlara uygulanan nitro genellikle tüp şeklindedir ve bagaja ya da koltuğun altına yerleştirilir. Faaliyete geçirilmesi ise ya sürücü kabinine ya da gaz pedalının altına yerleştirilen bir düğmeyle sağlanır. Nitro kesinlikle tek başına yanıcı bir madde değildir. Yani filmlerde gördüğümüz o nitronun patlama sahnelerinin tamamen uydurmacadan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı diğer motor modifikasyonlarında olduğu gibi nitronun performans artışı da araçtan araca farkılılık gösteririr. Ancak minimum 40 HP güç artışı sağladığı kesindir.

3) Hava Filtresi ve Egzos :

Nos kavramında da bahsettiğimiz gibi motora giren hava ne kadar soğuk olursa yanma da o kadar kuvvetli olur. Hava filtresinin görevlerinden biri de budur. Yani motor için soğuk ve temiz hava akışı sağlamaktır. Bildiğiniz gibi motor ile atmosfer arasındaki tek direnç hava filtresidir. Eğer kullanılan hava filtresi kalitesiz ise kaputun altında oluşan sıcak havayı motora iletebilir ya da dışarıdan gelen tozlu havayı süzmeden motora ulaştırabilir. Bu nedenle hava filtresini hayati önem taşır diyebiliriz.

Piyasada üç çeşit hava filtresi bulunmaktadır. 1) Açık hava filtresi, 2) Kutu içi filtre, 3) Bolt-On Açık Filtre Bu filtrelerin hepsinin amacı aynıdır. Yani havayı en iyi şekilde motora iletmek ancak açık hava filtresi aracınıza sportif bir ses, % 5 performans ve yarım litre kadar da yakıt tasarrufu sağlar buna karşılık bakımı ve uygulaması daha zahmetlidir. Çünkü bakımları düzenli yapılmadığı takdirde kaputun altında oluşan sıcak havayı motora iletebilir ve performans kaybına neden olabilir. Bunu önlemek için açık filtreler genellikle motor bölümünden uzak bir noktaya monte edilir ya da Subaru İmpreza’da olduğu gibi kaputun üzerinde açılan bir bölme ile dışarıdan hava girişi sağlanır. Kutu içi filtrenin ise bakımı ve uygulaması kolaydır ancak etkisi standart hava filtrelerinden pek fazla değildir. Bolt-on açık hava filtresi ise maliyeti yüksek olduğundan pek tercih edilmez. En kaliteli hava filtreleri ise HKS ve K&N firmalarının ürettiği hava filtreleridir. Hava filtresi konusunda bir şeyin altını çizmek gerekir ki o da modifiye yapılarak performansı artırılmamış bir araca standartın dışında hava filtresi uygulamanın pek mantıklı olmadığı düşüncesidir. Tamamen yanlış olan bu düşünceye göre eğer araca hava filtresi takılırsa motora giren hava ve yakıt karışımında dengesizlik olur. Yani normal şartlarda motora 15 birim hava 1 birim yakıt giriyorsa hava filtresiyle birlikte hava miktarının artacağı ve motorda dengesizliğe sebep olacağı düşünülmektedir. Ancak burada unutulan nokta ECU cihazıdır. Bildiğiniz gibi ECU motoru her türlü hava koşullarına, basınç değişimine ve yük duruma göre ayarlayan yazılımdır. Haliyle motorun ne kadar yakıt ne kadar hava alacağı ECU tarafından belirlenir. Bu nedenle hava filtresi değiştirildiğinde motorun alacağı hava miktarı artmaz sadece havanın kalitesi değişir. Kaliteli bir hava filtresinin kazandırdığı performans ortalama 5-12 HP’dir. Aracın rahat bir şekilde hava alması kadar rahat hava vermesi de çok önemlidir. Burada ise devreye egzoz girer. Çok iyi bildiğiniz gibi egzoz yakıt gazlarının dışarı atılmasında etkilidir ve iyi bir performans için bu gazların dışarı kolay bir şekilde atılması çok önemlidir ancak binek araçlarda kullanılan susturuculu egzozlar havanın dışarı atılması sırasında bir direnç oluştururlar. Haliyle performans kaybı oluşur. Bu sebeple spor egzoz olarak bilinen egzozlar geliştirilmiştir. Bunların standartlardan farkı egzoza yansıyan motor sesini fazla kesmeden hem sesi hem de gazları dışarı iletmesidir. Kaliteli bir egzozun kazandırdığı performans 3 ile 8 Hp arasındadır.

4) Blow-Off Valve :

Bu sistem turbo motora sahip araçlar için geçerlidir ve performanstan ziyade turbonun faaliyete geçme süresini azaltmak ve turboyu sağlıklı bir şekilde kullanmak için üretilmiştir.

Turbonun görevi motora basınçlı hava akışı sağlamaktır ve gaza bastığınız sürece görevini yerine getirir. Gazı kestiğinizde turbo türbinleri hava akışıyla beraber hala dönmeye devam eder. Ancak türbinleri geçen hava daha fazla ilerleyemeyeceği için ters yönde akmaya başlar ve türbinlerin ters yönde dönmesine neden olur. Bu sırada tekrar gaza bastığınızda ters tarafa dönen türbinler tekrar faaliyete geçmek için durur ve bu kez de diğer tarafa döner. Yani türbinler gaza basarken soldan sağa doğru dönüyorsa gazı bıraktığınızda sağdan sola doğru dönecektir. Bu durum turbonun faaliyete geçmesini geciktirecek ve türbinlere zarar verecektir. İşte bunu önlemek için geliştirilen Blow-Off turbo türbinlerinin ters tarafa dönmesine neden olan havanın, gazı kestiğinizde dışarı atılmasını sağlar. Böylece turbo, gaza bastığınıza daha çabuk tepki verir. Ayrıca dışarı atma sırasında sportif bir ses oluşturur.

3 Nisan 2010 Cumartesi

MODİFİYE (SUÇ DEGİL YAŞAM TARZI)RESMİ VİDEOSU



modifiye tutku
modıfıye aşktır
modıfıye heyecan
modıfıye farktır..
M0D!F!Y€
SUÇ DEĞİL YAŞAM TARZIDIR

DRAG NEDİR ?


Drag iki otomobil arasında düz asfalt zeminde aynı anda start alarak 402 metrelik ( çeyrek mil ) mesafeyi en çabuk bitirme yarışıdır. Yarış severlerin en önem verdikleri yarış türlerinden biri olmakla birlikte drag yarışları ülkemizdede oldukça popülerdir. Drag yarışları sürücüler kadar izleyiciler içinde çok heyecan verici ve sürükleyici bir aksiyondur ancak belli kriterler çerçevesinde yapılmadığında ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir spordur. Dünyada olduğu gibi ülkemizdede uzun süre drag yarışları denetimsiz ve kontrolsüz bir biçimde caddelerde ve sokak aralarında yapılmış ve ne yazikki bir çok insanımız bu yarışlar sırasında hayatını kaybetmiştir. Drag yarışlarına olan büyük ilgi sonucu Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ( TOMSFED ) bünyesinde bir oto drag kurulu kurulmuş ve bugün artık ülkemizde drag yarışları bu kurulun kontrolü altında, güvenli pistlerde ve sağlıklı olarak yapılmaya başlanmıştır. Ancak tüm bu düzenlemelere rağmen sorumluluk duygusundan yoksun bazı insanlarımız hala gece yarıları trafiğe açık alanlarda drag yarışları düzenlemeye devam etmektedirler.

Drag yarışlarına katılan spor severler elbetteki bu yarışlara modifiye edilmiş özel araçları ile katılmaktadırlar, bence dragda en önemli etken nos tur, 402 metre gibi kısa bir alanda finishe erken varmak istiyorsanız mutlaka çok çok kalite bir nos sistemine sahip omanız gerekmektedir, dragın kilit noktası ilk kalkış anı ve ilk 2 vitesteki hızlanma olarak nitelenebilir, 3. vitese geçtiğinizde ise nosa yüklenebilirsiniz finishe artık 300 metre kalmıştır ve gaz pedalını sonuna kadar gömmenize hiçbir engel yoktur. Eğer bu heyecanı yaşamadıysanız sizleride TOMSFED oto drag kurulu bünyesinde düzenlenen drag yarışlarına katılmaya davet ediyoruz, bu heyecanı yaşamanız için illede full modifiye bir araca sahip olmanız gerekmez, önemli olan kazanmak değil yarış heyecanını tadabilmektir.

1 Nisan 2010 Perşembe

burnout nedir ?


burnout yada donut diye tabir edilen lastik yakma gösterisidir.
ön fren diskleri FABRİKA ÇIKIŞI OLMAYAN arkadan İTİŞLİ 200+bg tüm araçlarlara tabiri caizse gözleriniz kapalı yapabilirsiniz. 4 çeker de olur yeterki fabrika çıkışı araçlar olmasın.


donut yapmak istiyorsanız bir kere adam gibi bi fren diski lazım. Brembo, Wilwood gibi profesyonel frenler. bunlardan bir çift ön düzene takacaksınız. (bu konuda fabrika çıkışlı performanslı araçlar hariç-mesela evo serisi fabrika çıkışlı brembo fren kitine sahiptir standard) çünkü birçoğunuz sedan otomobillerle deniyorsunuz bu olayı)

frenler tamam. araç arkadan İTİŞ. motor yeterince güçlü (bu olaylar için 200bg ve üstü diye bir tabir var)alan trafiğe kapalı. frene asılıyorsunuz ve aracı 1. viteste maksimum devire çıkarıyorsunuz aynı kalkış yaparmış gibi. freni bırakmak yok yoksa harbiden kalkış olur o burnout olmaz. zaten araç patinaja geçtiği anda frenler önden tuttuğu için araç kalkamayacak arka lastik boşa dönecek ve sizin tamamen ayağınıza bağlı olan gaz verme süresince lastik ısınacak ve gözden çıkardıysanız lastikleri hararete dikkat ederek işini bitireceksiniz. bu kadar işte

Turbo Nedir Ne Işe Yarar?


Turbo Sisteminin Temelleri

Bir motordan alınabilecek maksimum gücü elde etmenin en iyi yolu silindirlere gönderilecek maksimum benzin ve hava karışımı ile olur.Bu işlem bir motoru güçlendirmenin bir numaraları kuralıdır.Bunu yapmanın bir yoluda silindir yuvalarını büyütmektir esasında.(örn:6000 cc motorlar) Fakat turbo gibi teknolojiler bunu daha kolaylaştırarak kullanışlı hale getirmektedir.

Turbochargerlar motora gönderdikleri fazla hava ve benzin karışımı ile küçük silindirlerden de güç sağlamayı amaçlamaktadırlar.Genel olarak Turbochargerlar 0.4 bar'dan 2.0 bar'a kadar güç üretebilmektedirler.Normal olarak atmosfer basıncının 1,014 Bar olduğunu düşünürsek Turbochargerların motora atmosferde olandan %50-%100 fazla basınç uyguladığını görebiliriz.Bu da %50 güç artışı anlamına gelmektedir.

Bu motorun güç artışıdır fakat bu gücü tam olarak almamızı engelleyen bir takım unsurlar vardır.Egzos çıkışında bir turbin bulunması eksoz geri basıncının artmasını sağlar ve motor eksoz gazını tam olarak dışarıya atmakta zorlandığı için güç kayıpları oluşur.

Pek tabi ki herşey enjeksiyonlu bir motora Turbo takmakla bitmez.Bunun yanında sistemin daha fazla benzine ihtiyacı olacaktır.Bir turbocharger silindirlere daha fazla benzin göndermeyi sağlayamaz, bunu yapan aracın işletim sistemidir. İşletim sistemin yanı sıra da orjinal benzin pompanızın haricinde daha fazla benzini pompalayabilecek kapasitede bir benzin pompasına ihtiyaç duyulur.


Turbo Nasıl Çalışır ?

Eksoz manifolduna takılan Turbochargerlar , motordan gelen eksoz gazı sayesinde Turbinelerini döndürürler.Yani buraya kadar motor kendi gücünü kullanmaktadır.Salyangoza bir mil sayesinde bağlı olan türbinler, dönmeye başladığı andan itibaren silindire giden havayı gitmesi doğrultusunda zorlamaya başlar.

Silindirlerden gelen eksoz gazı Türbin pervanesin bıçaklarına çarparak türbinin dönmesini sağlar.Turbine ne kadar fazla gaz gelirse o kadar hızlı döner.

Milin diğer ucundaki pervane ise kompresor pervanesidir.Bu pervane eksoz gazının silindirlere iletilmesi yolunda basınç uygulamaktadırlar.
Kompresor Pervane Bıçakları

Bu pervaneler dakikada 150.000 kere dönmektedirler.Bilgisayarınızdaki hardiskin bile dosyalarınızı okumak için dakikada 7200 kere dönebildiğini düşünürsek bu dönüş hızı inanılmazdır.Burda turbonun yağsız kalması demek anında yanması anlamına gelmektedir.O yüzden pervenaleri tutan milin çok dikkatli şekilde konumlandırılması gerekir çünkü yanlış bir setup milin kendi oluşturucağı momentumdan kırılmasına yol açacaktır.Bu pervanelerin dönmesi için sıvı yataklar kullanılmaktadır.Bu sayede hem milin soğuması sağlanıyor hemde sürtünme katsayısı düşürülüyor.

Turbo Modelleri ve Tasarımları

Turbo modellerinden bahsetmeden önce turbochargerların yol açabileceği bazı problemlerden bahsetmeliyiz.
Maxi Boost:

Turbolar büyüklüklerine göre güç artışı sağlamaktadırlar.Turbo basıncı yükseltmek her ne kadar maksimum gücü elde etmemizi sağlasada silindirlerin ve pistonların dayanabileceğinden fazla basınç içerlemek Knocing dediğimiz problemi doğurmaktadır.Knocking aslında silindir ve pistonlardan gelen tık tık sesidir.Motor bu devrede detonasyona uğrar ve silindirlerde oluşan ısı yükselir.Motora giden havayı ne kadar fazla sıkıştırırsanız, hava o kadar fazla ısınacaktır. Şimdi bir yanağınıza hava doldurun ve onu sıkıştırırak diğer yanağınıza geçirin.Bu işlemi devamlı yaptığını sürece ağzınızda bulunan havanın ısınacağını göreceksiniz.Aynı şekilde yüksek basınçlı turbolarda bu durum yaşanır.Turbo gelen gazı sıkıştırarak motora gönderir fakat doğacak bu basınçtan ısınan hava silindirler içindeki Bujiler tarafından gerçekleştirilen patlamanın önüne geçer. Eğer pistonlarınız ve silindirleriniz buna uygun değilse hepsi birer mum gibi birkaç dakika içinde erirler.Bu yüzden turbo motorları devamlı yüksek oktan benzine ihtiyaç duyar.Bu avans(knocking) problemin önüne geçmek içinde motorların sıkıştırma oranları düşürülmektedir.

Yüksek basınçtan detonasyona uğramış bir Impreza Turbo motoru

Turbo Lag:

Turbo chargerlarla ilgili en önemli problemlerden biride türbinin geç devreye girmesidir.Her ihtiyaç duyduğunuzda gaza basıp güç elde etmek mümkün değildir çünkü salyonagozun içindeki pervane ancak belli bir motor devrinden sonra dönmeye başlamaktadır.Turbonun devrede olmadığı bu zaman sürecine Turbo Lag denilir.Turbo devreye girdiği zaman ki araçtaki ani tekme etkisi bu yüzdendir.Turbo devreye girer ve araç çıldırmış gibi saldırıya geçer.

Turbodaki bu gecikmeyi azaltmanın en iyi yolu Turbo içindeki dönen ana parçaları hafifletmekle olur.Hafifletmekte küçültmekle olur.Bu da pervanin ve kompresorun daha hızlı çalışmasına olanak sağlayarak erken devreye girmesine yol açar.Dünyada bunu en iyi başaran firma WW firmasının 1700 rpm de devreye giren passat modelleri için ürettiği turbochargerlardır.Fakat bu turbochargerlar büyük turbolar gibi yüksek basınç üretemezler.


Küçük-Büyük Turbochargerlar;

Biraz öncede söylediğim gibi salyangozun içindeki parçaları hafifletmek ve aynı doğrultuda küçültmek salyangozun içindeki trübin pervanesinin erken dönmeye başlamasına yani turbonun erken devreye girmesini sağlar.Fakat bu pervaneler küçük olduklarından dolayı büyük pervaneler kadar hava sağlayamazlar.Aslında sistem çok basittir.Nasıl evinizdeki küçük vantilatör büyüğü kadar hava sağlayamıyorsa küçük turbochargerlarda büyük ağabeyleri gibi güç üretemezler.


Turbonun Özellikleri:

Bilya Yatak:

Milin bağlı olduğu pervanelerin yatağında bulunan bu bilyalar azda olsa bazı turbochargerlarda kullanılmaktadır.Tabi ki bu bilyalar sizin normal olarak bildiğiniz bilyalardan farklıdır.Hepsi kusursuz bir üretimin ürünleri olan bu bilyalar özel meteryallerden imal edilir ve dakikada 150.000 kere dönen türbin pervenesin yarattığı sürtünmelere dirençlidirler.Pek fazla tercih edilmeyen bu bilyalar aslında turbo lagını önlemektede yarar sağlamaktadırlar,

Seramik Türbin Bıçakları:

Sermik turbin bıçaklarının tek avantajı metal bıçaklara nazaran hafif olmarı ve turbo lagını azaltmalarıdır.

Sequential Turbochargerlar

Bizim, twin turbo olarakta bildiğimiz bu chargerlar iki tane salyangozu esas alarak üretilmiştir.Yani iki turbo yanyana çalışmaktadırlar.Birincisi, yani küçük olan devreye erken girer ve turbo lagını engeller.İkinci turbo ise yüksek motor devirlerinde devreye girerek yüksek basınç sağlamayı esas almışlardır.


Intercooler;

Kompresyona uğrayan hava, ısınır.Isınan hava ise genişler bu yüzden turbodan gelen basınç artışı havanın motora gitmeden önceki ısınmasının sonucudur.İyi bir güç artışı için silindirler daha fazla hava moleküllerine ihtiyaç duyarlar, sadece basınç motorun gücüne artırmaya yetmez.

Bu radyatöre benzeyen siyah kutu turbochargerdan gelen basınçlı havanın içinden geçmesine sağlar, ince kanallardan geçen basınçlı gaz süzülür ve soğutulur.Bu sayede motora daha fazla hava molekülü girmesi sağlanır.Eğer turbocharger basıncı 0,7 bar ise intercoolerda 0,7 barlık sıkıştırlılmış havayı süzecek kapasitede olmalıdır.


Turbolar hakkında bazı tezahürler;

-Motor yağını her 5000 km ya da daha erken süreler içerisinde değiştirin.
-Her zaman motor üreticisinin tavsiye ettiği yağı kullanın. -WD40 ve benzeri temizleme katkılarını ya da gevşeticileri kullanmayın.
-Her zaman motorun ısınması için 30 ila 60 saniye kadar bekleyin.
-Soğuk ve ince yağ, ısınmış bir yağ gibi kolayca hareket edemez ve parçaların bir süre yağsız kalmasına yol açar!
-Yola çıktığınızda turboyu hemen devreye sokmayın, turbo henüz yağ ihtiyacını gidermemiş olabilir.
-Aracı stop etmeden önce turbonun dinlemesi ve bir sonraki çalışma için gerekli yağlamayı yapmasına izin verin.Turboyu ne kadar zorladıysan o derecede dinlendirme yapın.
-Yüksek devirlerde türibin devamlı dönmektedir.Bu esnada motoru kapamak turboya giden yağıda kapamak anlamına gelir.Bu durumda turbo yataklarında ciddi hasarlar oluşur.
-Motoru yağını her değiştirdiğinizde yağ filitresinide değiştirin ve ilk çalıştırmada yağ basıncının sağlandığına emin olun.

Yukarıdaki tezahürleri yerine getirmeniz ve aracınızı iyi bir şekilde kullanmanız durumunda Turbochargerınız en az motorunuz kadar sorunsuz ve uzun ömürlü olacaktır

MODİFİYE NEDİR ?



İngilizce “Modified ve Tuning” kavramının Türkçe karşılığı olan “Modifiye”, değiştirmek, kişiselleştirmek, ayarlamak anlamlarına gelmektedir. Teknik olarak ise herhangi bir şeyin üzerinde yapılan değişikliktir. Yani bir anlamda orjinalliğini bozmaktadır. Bu kavram günümüzde genellikle motorlu araçlarda kullanılmakta ve bu konuda her geçen gün yeni yeni fikirler türemektedir.

Dış Modifiye: Araca estetik bir görünüm sağlamak ve kısmende olsa performansı etkilemek için yapılan değişiklerdir.
1) Cam Filmi
2) Far Kitleri ve Neon Aydınlatma
3) Jantlar ve Lastikler
4) Rüzgarlık (Spoiler)
5) Spor Amortisörler

İç Modifiye : Araca güç artışı sağlamak ve kısmende olsa estetik bir görünüm yakalamak için yapılan değişiklikler.
1) Chip Tuning
2) Nitro Oxide System (Nos)
3) Hava Filtresi ve Egzos
4) Blow-Off Valve

Modifiye genelde aracın motor,fren,şasi ve egsoz sistemlerinin güçlendirilerek aracın performansını artırmak olarak tanımlansada, günümüzde modifiye denince araç üzerinde yapılan her türlü değişiklik akla gelmektedir.Teknolojinin gelişmesiyle birlikte modiyede hızla gelişmekte ve her geçen gün farklı modifiye sistemleri keşfedilmektedir.

Aracınızın görünüşü ne oLurSa oLSun modifiye tutkumuz bir oLSun...

Caddede sokakta, evde işte, aklı fikri modifiye olanların, "ben modifiyesiz arabaya binmem abi" diyenlerin, orjinal arabaları beğenmeyelerin, adrenalini sevgilisinden daha çok sevenlerin yeridir burası.Sıradan olmayanlar, hoşgeldiniz